Omurga kırığı, travma, düşme, trafik kazası veya osteoporoz gibi nedenlerle omurların bütünlüğünü kaybetmesi sonucu ortaya çıkan ciddi bir durumdur. Kırığın tipi ve şiddetine göre bazı hastalar istirahatle iyileşebilirken, bazı vakalarda ise omurga kırığı ameliyatı gerekebilir. Modern tıbbın sunduğu cerrahi tekniklerle bu ameliyatlar artık çok daha güvenli, etkili ve hızlı iyileşme sağlayacak şekilde yapılmaktadır.
Omurga Kırığı Ameliyatı Neden Gerekir?
Omurga kırığı, omurilik ve sinir kökleri üzerinde bası oluşturduğunda nörolojik sorunlara yol açabilir. Bu durumda hastalarda bacaklarda uyuşma, güçsüzlük, yürüme zorluğu ve idrar kaçırma gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca omurda çökmenin fazla olduğu, kamburluğun ilerlediği veya ağrının kontrol altına alınamadığı durumlarda da ameliyat zorunlu hale gelir.
Ameliyat kararı, genellikle AO Spine sınıflamasına göre kırığın tipi (A, B, C tipi) ve stabilite durumu değerlendirilerek verilir. Özellikle B ve C tipi kırıklar, omurga instabilitesine neden olduklarından cerrahi müdahale gerektirir.
Omurga Kırığı Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Omurga kırığı ameliyatı, omuriliği korumak, ağrıyı azaltmak ve omurga stabilitesini yeniden sağlamak amacıyla yapılır. İşlem, kırığın seviyesine göre (boyun, sırt veya bel) farklı tekniklerle uygulanabilir.
En sık kullanılan yöntem, posterior transpediküler vida fiksasyonu olarak bilinir. Bu yöntemde cerrah, kırık segmentin üzerine ve altına vida ve çubuklar yerleştirir. Böylece omurlar sabitlenir ve kemik iyileşmesi için uygun ortam oluşturulur.
Bazı durumlarda anterior (ön yaklaşım) yöntemi tercih edilir. Özellikle patlama kırıklarında veya ön kolonun ciddi şekilde çöktüğü durumlarda, önden yapılan cerrahi ile omur gövdesi temizlenir ve titanyum kafeslerle yeniden desteklenir.
Ayrıca, kemik iyileşmesini hızlandırmak amacıyla füzyon (kemik kaynatma) işlemi yapılabilir.
Cerrahi Sonrası Dönem
Omurga kırığı ameliyatı sonrası hastalar genellikle 1–3 gün içinde mobilize edilir. Ameliyatın ardından ağrı büyük ölçüde azalır ve omurga hizalaması düzelir. Hastanın yaşı, kırığın tipi ve kemik kalitesi iyileşme sürecini etkiler.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon, kas gücünün yeniden kazanılmasında ve hareket açıklığının korunmasında büyük önem taşır. Ayrıca osteoporozu olan hastalarda kemik güçlendirici tedaviler mutlaka uygulanmalıdır.
Güncel Cerrahi Yaklaşımlar
Gelişen teknolojiler sayesinde omurga kırığı ameliyatı, artık çok daha az travmatik yöntemlerle yapılabilmektedir. Navigasyon sistemleri, intraoperatif 3D görüntüleme ve robotik cerrahi destekli vidalama sistemleri, hem cerrahın doğruluğunu artırmakta hem de komplikasyon oranlarını azaltmaktadır.
Ayrıca minimal invaziv tekniklerle yapılan cerrahilerde kesi boyutu küçülmekte, kan kaybı azalmaktadır. Böylece hastalar ameliyat sonrası dönemi daha konforlu geçirmekte, hastanede kalış süresi kısalmaktadır.
Omurga kırığı ameliyatı, doğru endikasyonla uygulandığında yüksek başarı oranına sahip bir tedavi yöntemidir. Güncel cerrahi teknikler sayesinde hem ağrı kontrolü sağlanmakta hem de omurga stabilitesi geri kazandırılmaktadır.
Erken tanı, deneyimli cerrah ve uygun cerrahi planlama, omurga kırığı tedavisinde kalıcı sakatlık riskini büyük ölçüde ortadan kaldırır.


